Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
Nalan | ||||
SRKNX | ||||
ZFR | ||||
XxLeylaxX | ||||
_G@MSeeMM_ | ||||
JeanPaul | ||||
sessiz_fırtına_61 | ||||
asilzade61 | ||||
gurkanarguz | ||||
Levent |
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
Hava Durumu
Haberler
Erkan Petekkaya (COSMOPOLITAN)
1 sayfadaki 1 sayfası
Erkan Petekkaya (COSMOPOLITAN)
Hem Yakışıklı, Hem Karizmatik
Erkan Petekkaya
Yazan: Özge Zeki
Deneyimli oyuncu Erkan Petekkaya, dizilerde özellikle sert görünen ama oldukça duygusal karakterlerle karşımıza çıkıyor. Bu da kadın hayranlarının günbegün artmasını sağlıyor. Biz de yakışıklı oyuncunun nasıl biri olduğunu merak ettik ve sorularımızı sıraladık.
Erkan Petekkaya televizyonda göründüğünden daha zayıf, oldukça sportif biri. Eşofmanı ve spor çantasıyla geldi çekimimize. Pratik bir şekilde neleri giymek istediğine karar verdi ve profesyonelce çekime başladı. Yakışıklı oyuncu yeni sezonda Son Bahar adlı dizide başarılı bir işadamını canlandırıyor. Karizmatik erkek rollerinde izlediğimiz yakışıklı oyuncu tüm samimiyetiyle sorularımıza cevap verdi.
Ekonomik kriz sizi ve dizinizi etkiledi mi?
Bizim çekimlerimiz çok özenli gidiyor. Şirketimiz prodüksiyon anlamında masraflardan çok kaçınmıyor. Mesela bir bölümü dört günde de çekebiliriz ama biz beş-altı günde bitiriyoruz. Hiçbir şey es geçilmiyor. Bu da işin kalitesini etkiliyor. Kriz bu anlamda bize yansımadı diyebilirim. Ama tabii sektör biraz endişeli. O endişe de her tarafa yayılıyor. Gerçi ben bu kriz döneminin çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Bir şekilde kurtulacağız bu durumdan. Biz ne krizler gördük, atlattık. Bu ne ki? Dünya çapında olması korkutucu tabii.
Abdullah Oğuz'un yeni filmi Sıcak'ta rol alacaktınız. Gazetelerde diziyi tercih ettiğiniz için filmden son anda vazgeçtiğiniz yazıldı. Bu doğru mu?
Hayır, değil. Biz filmi Temmuz ayında çekecektik ve tüm ön hazırlıklarını da tamamlamıştık. Mekanlarda provalar yaptık, senaryoya çalıştık derken tam çekime başlayacağımız sırada Abdullah Abi'den bir haber geldi. Bulunduğumuz yer ve ışığın açısı içine sinmemiş ve projeyi ertelemiş. Benim de Eylül ayında dizimin başlayacağı çok önceden belirlenmişti. O yüzden filmde rol alamadım. Üzüldüm tabii. Bir de bu tip haberler çıkınca yanlış anlaşılma oldu. Ama Abdullah Abi hemen beni arayıp, olayın bu şekilde duyulmasının kendisinden kaynaklanmadığını anlattı bana. Sonuçta film çekildi, önemli olan da bu.
Böylelikle sinema filmi projesi yine yarıda kaldı sizin için...
Evet, sinema projesi başka bahara kaldı diyelim. Şimdiye kadar bir türlü denk gelmedi ama bakalım inşallah uyar bir gün programıma.
Hayalini kurduğunuz bir rol var mı?
Yaşlandığım zaman oturup izlediğimde gerçekten içime sinen bir projede rol almak isterim. Yani izlediğimde güzel iş çıkarmışım diye kendi kendime düşünmeliyim. Bu, beni çok mutlu eder. Onun dışında çok hayal ettiğim bir şey yok. Ama tabii özellikle rol olarak sorarsan çok sıkı bir senaryoya sahip bir soygun filminde oynamak isterim.
Polis rolünde mi?
Yok. Ben hırsız olacağım. Zekice yazılmış bu tarz filmleri izlemeyi çok seviorum. Ama maalesef Türkiye'de bu tür filmler pek yok. Aksiyona değil de daha çok hikayeye ağırlık veren kaliteli yapımlar olmalı. Yani sonunda şaşırtması lazım.
12 yıldır oyunculuk yapıyorsunuz. Sizin için dönüm noktası olduğunu düşündüğünüz rol hangisi?
Hepsi birbirinden güzeldi benim için. İlk Güzel Günler dizisiyle başladım. Çok izleniyordu, hâlâ da bir sürü yerde görüyorum. Aynalı Tahir, Serseri dizileri neredeyse komedi gibiydi. Orada canlandırdığım karakter çok komik bir karakterdi. Sonra Köpek diye bir dizide rol aldım. O büyük bir şanstı benim için, çok güzel bir diziydi. Beyaz Gelincik ile ise başka bir boyuta geçtim diyebilirim. Çıtam değişti. İlk defa kravat taktım, daha salon adamını oynadım. Oyunculuk açısından canlandırdığım tüm rollerin yeri ayrıdır benim için.
Rolünüze nasıl hazırlanırsınız?
Bir oyuncu için rolünü ortaya çıkarmak sancılıdır. Bunu tiyatroda oyunculuk yapmış insanlar çok iyi bilir. Sahneye çıkıncaya kadar bir-iki ay kıvranırsınız. Prömiyer günü bile 'Şunu böyle mi yapsam?' dersiniz. Oyun bittiğinde bile şüphe edersiniz. Ben rolüme masa başında çalışan bir oyuncuyum. Senaryoyu alıp okuyup, sete gitmiyorum, rolümü çok düşünüyorum. Oynadığım role benzer filmlerdeki oyuncuları izliyorum. Canlandırdığım karakter hakkında hayaller kurup, notlar alıyorum. Nasıl yürüdüğünü, nasıl kahve içtiğini, sinirlenince ne kadar sinirlendiğini, gülünce ne kadar güldüğünü düşünüyorum. Sonuçta herkesin kendine göre bir çalışma tekniği var. Kendi tekniğimi kullanıyorum. Kafamda bazı şeyleri tamamladıktan sonra canlandırdığım karakterin yürüyüşünü ve ritmini bulmaya çalışıyorum. Bulduktan sonra arkası geliyor. Ritmine karar veremediğiniz zaman olmuyor. Bir rolü hangi ritimde, hangi yavaşlıkta oynayacağınız çok önemli. Bunu yaptığınızda bütün mimikleriniz, elinizi saçınıza götürüşünüz bile değişiyor. Bunlar değiştiği için canlandırdığınız kişinin karakterini de etkiliyorsunuz. Kafasını kaşıyan adamla dizini kaşıyan adam farklıdır. Çalışma tekniği bunun için çok önemli.
Canlandırdığınız karakterlerin sert bir mizacı var. Gerçekte de öyle misiniz?
İzleyici bizim televizyonda göründüğümüz gibi olduğumuzu düşünüyor. Çok ağır bir rolü oynadığınızda, esprili bir adamsanız şaşırıyorlar. Lokantaya gittiğimde garsona espri yapınca şaşırıyor. 'Allah Allah, bu ne yapıyor?' der gibi bakıyor. Tabii ki bu çok abartılı, insanı rahatsız edecek düzeyde olmuyor.
Oyunculuk eğitimi almış biri olarak sektörünüzdeki alaylı oyuncularla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ben o konuda herkes gibi sert düşünmüyorum. Tam tersi herkes oyunculuk yapabilir. İlla gidip okulunu okumak gerekmiyor. Tabii okursan daha iyi ama elektrik meselesi. Kamera insanı ya seviyor, ya sevmiyor. Ama tiyatro sahnesinde tabii ki biraz daha fazla bilgi sahibi olmak gerekiyor.
Uzun yıllar tiyatro da yaptınız. Geri dönmeyi düşünmüyor musunuz?
12 yıl çalıştım devlet tiyatrosunda. Sekiz yıl yaşadığım Diyarbakır'da devlet tiyatrosunda çalıştım sonra istifa ettim. Bizim işimizde bazen üç ay deli gibi çalışırsın, bazen dört ay çalışmazsın. Boş olduğum zamanlarda gelip burada, İstanbul'da bir şeyler yapıyordum. İkisini birden bir süre idare ettim. İdare edemediğim zaman istifa ettim.
Çekim temponuz çok yoğun. Biz de sizi tatil gününüzde uykunuzdan ettik. Uykuya çok düşkün müsünüz?
Aslında çok düşkün değilim ama çekim temposundan uyumaya pek fazla zaman kalmıyor. Bizim işimiz öyle bir iş ki, dizi başladıktan sonra reytingi de düşünüyoruz, oyunculuğumuzu da, her şeyiâÂ�¦ Kolay değil, neredeyse her hafta bir sinema filmi çekiyoruz. Dizi yayınlandıktan sonra ertesi günü beklemek çok heyecanlı. Telefon elde bekliyorsun. Ama her şeye rağmen keyifli tabii, seviyorum mesleğimi.
Spora vakit ayırabiliyor musunuz?
Elimden geldiğince yüzüyorum. Onun dışında mecbur kalmadıkça spor yapmıyorum. Bakıyorum biraz kilo almışım, hemen başlıyorum. Formumu korumak için çok az yiyorum. Beslenmeme çok dikkat ediyorum tabii, etmezsem şişman biri olurum. Bizim işimiz için çok önemli dış görünüş.
DEVAMI COSMOPOLITAN'IN ARALIK SAYISINDA.
Erkan Petekkaya
Yazan: Özge Zeki
Deneyimli oyuncu Erkan Petekkaya, dizilerde özellikle sert görünen ama oldukça duygusal karakterlerle karşımıza çıkıyor. Bu da kadın hayranlarının günbegün artmasını sağlıyor. Biz de yakışıklı oyuncunun nasıl biri olduğunu merak ettik ve sorularımızı sıraladık.
Erkan Petekkaya televizyonda göründüğünden daha zayıf, oldukça sportif biri. Eşofmanı ve spor çantasıyla geldi çekimimize. Pratik bir şekilde neleri giymek istediğine karar verdi ve profesyonelce çekime başladı. Yakışıklı oyuncu yeni sezonda Son Bahar adlı dizide başarılı bir işadamını canlandırıyor. Karizmatik erkek rollerinde izlediğimiz yakışıklı oyuncu tüm samimiyetiyle sorularımıza cevap verdi.
Ekonomik kriz sizi ve dizinizi etkiledi mi?
Bizim çekimlerimiz çok özenli gidiyor. Şirketimiz prodüksiyon anlamında masraflardan çok kaçınmıyor. Mesela bir bölümü dört günde de çekebiliriz ama biz beş-altı günde bitiriyoruz. Hiçbir şey es geçilmiyor. Bu da işin kalitesini etkiliyor. Kriz bu anlamda bize yansımadı diyebilirim. Ama tabii sektör biraz endişeli. O endişe de her tarafa yayılıyor. Gerçi ben bu kriz döneminin çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Bir şekilde kurtulacağız bu durumdan. Biz ne krizler gördük, atlattık. Bu ne ki? Dünya çapında olması korkutucu tabii.
Abdullah Oğuz'un yeni filmi Sıcak'ta rol alacaktınız. Gazetelerde diziyi tercih ettiğiniz için filmden son anda vazgeçtiğiniz yazıldı. Bu doğru mu?
Hayır, değil. Biz filmi Temmuz ayında çekecektik ve tüm ön hazırlıklarını da tamamlamıştık. Mekanlarda provalar yaptık, senaryoya çalıştık derken tam çekime başlayacağımız sırada Abdullah Abi'den bir haber geldi. Bulunduğumuz yer ve ışığın açısı içine sinmemiş ve projeyi ertelemiş. Benim de Eylül ayında dizimin başlayacağı çok önceden belirlenmişti. O yüzden filmde rol alamadım. Üzüldüm tabii. Bir de bu tip haberler çıkınca yanlış anlaşılma oldu. Ama Abdullah Abi hemen beni arayıp, olayın bu şekilde duyulmasının kendisinden kaynaklanmadığını anlattı bana. Sonuçta film çekildi, önemli olan da bu.
Böylelikle sinema filmi projesi yine yarıda kaldı sizin için...
Evet, sinema projesi başka bahara kaldı diyelim. Şimdiye kadar bir türlü denk gelmedi ama bakalım inşallah uyar bir gün programıma.
Hayalini kurduğunuz bir rol var mı?
Yaşlandığım zaman oturup izlediğimde gerçekten içime sinen bir projede rol almak isterim. Yani izlediğimde güzel iş çıkarmışım diye kendi kendime düşünmeliyim. Bu, beni çok mutlu eder. Onun dışında çok hayal ettiğim bir şey yok. Ama tabii özellikle rol olarak sorarsan çok sıkı bir senaryoya sahip bir soygun filminde oynamak isterim.
Polis rolünde mi?
Yok. Ben hırsız olacağım. Zekice yazılmış bu tarz filmleri izlemeyi çok seviorum. Ama maalesef Türkiye'de bu tür filmler pek yok. Aksiyona değil de daha çok hikayeye ağırlık veren kaliteli yapımlar olmalı. Yani sonunda şaşırtması lazım.
12 yıldır oyunculuk yapıyorsunuz. Sizin için dönüm noktası olduğunu düşündüğünüz rol hangisi?
Hepsi birbirinden güzeldi benim için. İlk Güzel Günler dizisiyle başladım. Çok izleniyordu, hâlâ da bir sürü yerde görüyorum. Aynalı Tahir, Serseri dizileri neredeyse komedi gibiydi. Orada canlandırdığım karakter çok komik bir karakterdi. Sonra Köpek diye bir dizide rol aldım. O büyük bir şanstı benim için, çok güzel bir diziydi. Beyaz Gelincik ile ise başka bir boyuta geçtim diyebilirim. Çıtam değişti. İlk defa kravat taktım, daha salon adamını oynadım. Oyunculuk açısından canlandırdığım tüm rollerin yeri ayrıdır benim için.
Rolünüze nasıl hazırlanırsınız?
Bir oyuncu için rolünü ortaya çıkarmak sancılıdır. Bunu tiyatroda oyunculuk yapmış insanlar çok iyi bilir. Sahneye çıkıncaya kadar bir-iki ay kıvranırsınız. Prömiyer günü bile 'Şunu böyle mi yapsam?' dersiniz. Oyun bittiğinde bile şüphe edersiniz. Ben rolüme masa başında çalışan bir oyuncuyum. Senaryoyu alıp okuyup, sete gitmiyorum, rolümü çok düşünüyorum. Oynadığım role benzer filmlerdeki oyuncuları izliyorum. Canlandırdığım karakter hakkında hayaller kurup, notlar alıyorum. Nasıl yürüdüğünü, nasıl kahve içtiğini, sinirlenince ne kadar sinirlendiğini, gülünce ne kadar güldüğünü düşünüyorum. Sonuçta herkesin kendine göre bir çalışma tekniği var. Kendi tekniğimi kullanıyorum. Kafamda bazı şeyleri tamamladıktan sonra canlandırdığım karakterin yürüyüşünü ve ritmini bulmaya çalışıyorum. Bulduktan sonra arkası geliyor. Ritmine karar veremediğiniz zaman olmuyor. Bir rolü hangi ritimde, hangi yavaşlıkta oynayacağınız çok önemli. Bunu yaptığınızda bütün mimikleriniz, elinizi saçınıza götürüşünüz bile değişiyor. Bunlar değiştiği için canlandırdığınız kişinin karakterini de etkiliyorsunuz. Kafasını kaşıyan adamla dizini kaşıyan adam farklıdır. Çalışma tekniği bunun için çok önemli.
Canlandırdığınız karakterlerin sert bir mizacı var. Gerçekte de öyle misiniz?
İzleyici bizim televizyonda göründüğümüz gibi olduğumuzu düşünüyor. Çok ağır bir rolü oynadığınızda, esprili bir adamsanız şaşırıyorlar. Lokantaya gittiğimde garsona espri yapınca şaşırıyor. 'Allah Allah, bu ne yapıyor?' der gibi bakıyor. Tabii ki bu çok abartılı, insanı rahatsız edecek düzeyde olmuyor.
Oyunculuk eğitimi almış biri olarak sektörünüzdeki alaylı oyuncularla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ben o konuda herkes gibi sert düşünmüyorum. Tam tersi herkes oyunculuk yapabilir. İlla gidip okulunu okumak gerekmiyor. Tabii okursan daha iyi ama elektrik meselesi. Kamera insanı ya seviyor, ya sevmiyor. Ama tiyatro sahnesinde tabii ki biraz daha fazla bilgi sahibi olmak gerekiyor.
Uzun yıllar tiyatro da yaptınız. Geri dönmeyi düşünmüyor musunuz?
12 yıl çalıştım devlet tiyatrosunda. Sekiz yıl yaşadığım Diyarbakır'da devlet tiyatrosunda çalıştım sonra istifa ettim. Bizim işimizde bazen üç ay deli gibi çalışırsın, bazen dört ay çalışmazsın. Boş olduğum zamanlarda gelip burada, İstanbul'da bir şeyler yapıyordum. İkisini birden bir süre idare ettim. İdare edemediğim zaman istifa ettim.
Çekim temponuz çok yoğun. Biz de sizi tatil gününüzde uykunuzdan ettik. Uykuya çok düşkün müsünüz?
Aslında çok düşkün değilim ama çekim temposundan uyumaya pek fazla zaman kalmıyor. Bizim işimiz öyle bir iş ki, dizi başladıktan sonra reytingi de düşünüyoruz, oyunculuğumuzu da, her şeyiâÂ�¦ Kolay değil, neredeyse her hafta bir sinema filmi çekiyoruz. Dizi yayınlandıktan sonra ertesi günü beklemek çok heyecanlı. Telefon elde bekliyorsun. Ama her şeye rağmen keyifli tabii, seviyorum mesleğimi.
Spora vakit ayırabiliyor musunuz?
Elimden geldiğince yüzüyorum. Onun dışında mecbur kalmadıkça spor yapmıyorum. Bakıyorum biraz kilo almışım, hemen başlıyorum. Formumu korumak için çok az yiyorum. Beslenmeme çok dikkat ediyorum tabii, etmezsem şişman biri olurum. Bizim işimiz için çok önemli dış görünüş.
DEVAMI COSMOPOLITAN'IN ARALIK SAYISINDA.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Ağus. 20, 2011 1:19 am tarafından wolfbz
» SPEED MAGAZIN
Çarş. Ara. 30, 2009 4:18 pm tarafından Nalan
» 2010 Eurovision Temsilcimiz : Murat Boz
Çarş. Ara. 30, 2009 4:16 pm tarafından Nalan
» Prison Break
Perş. Ekim 08, 2009 12:16 pm tarafından Nalan
» Bu Kalp Seni Unuturmu? (SHOW TV)
Perş. Ekim 08, 2009 12:12 pm tarafından Nalan
» EZEL ( SHOWTV)
Perş. Ekim 08, 2009 12:10 pm tarafından Nalan
» Farkli Anlamlar
Perş. Ekim 08, 2009 11:46 am tarafından Nalan
» Bu Yaz NeLeR YapiYOrsunuz???
Paz Eyl. 06, 2009 4:42 pm tarafından Nalan
» Beni Bastan Yarat
Cuma Tem. 17, 2009 8:14 pm tarafından Nalan